Arkadaşıma Gönder:

Smyrnium galaticum (azmiryon, aslında az miryon, yani çok az bulunan miryon anlamında)

Kaynak: Bizimbitkiler.org

Varlığı şüpheli bir türdü ama artık değil. İlk olarak Czeczott tarafından, Çankırı-Eldivan dağından tanımlandı. Flora'daki Smyrnium cordifolium kayıtlarında verilen Hasanoğlan kaydının cordifolium değil, galaticum olduğu aşağıdaki linkteki makale ile ortaya kondu. İki türü birbirinden meyve şeklinden ayırt edilebiliyor. Ama florada bu bilgi kesin değildi. Aşağıdaki çalışma ile kesinleşti.

Habitatı: İdris dağında bir vadi

Makalesi: A contribution of enigmatic species to Smyrnium galaticum from Turkey

Kullanıcı Serdar Aslan
Image

Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü mezun olduktan sonra, yine Gazi Üniversitesi'nde botanik alanında yüksek lisans yaptım. Şu an Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi'nde görev yapmaktayım.

25 Yorum

  1. Image

    dünyada tek oda bizde :) neden Cennet vatan diyoruz cevabı olmuş hocam ellerine sağlık

  2. Image

    Kemer de o kadar kelebek peşine koştuk bunu atlamışız hocam. Baharda bulurum umarım eğitimlerimiz eksik olmuyor bölgede...

  3. Image

    bu değerli bitkiyi çiçekli göremedik serdar Bey,eline sağlık..

  4. Image

    Hasan bey onayınızı bekliyor. Normalde siz yokken Mehmet hep bana güvenip onaylıyor tabi. Bir tek karaçaylak yazarsam bana inanmaz. :)

  5. Image

    Serdar Hocam ! öncelikle ellerinize emeklerinize sağlık. Ayrıca cehaletimi maruz görün ama bir şey sormak istiyorum. Türümüz madem endemik o halde neden isimler Türkçe değilde Latince ? Mesala, yoğurt ilk bizden çıkmış.O nedenle bütün Dünya bi şekilde bizim dediğimiz şekliyle yoğurt demiş. Bu bitkiler için, niçin böyle olmamış ? Aydınlatırsanız seviniriz… Çok selam...

  6. Image

    O listeden bir de Phryna ve Tchihatchewia yı görebildim. Diğerleri duruyor daha. Bu listede eskiden bir de Kalidium wagenitzii vardı. Ama o da Kalidium cinsine aktarılınca monotipik endemik cins olmaktan çıktı. Ama türü hala endemik. Kalidium wagenitzii

  7. Image

    Ellerine sağlık Serdar. Onay işi tamamdır. Relikt'i gayet güzel açıklamışsın. Türkçe "kalıntı" olarak da kullanabiliriz. Geniş bir dağılım alanında, yok ola yok ola, çok küçük alan veya alanlarda kalıntı (eski deyimle bakiye) şeklinde.

  8. Image

    Not düşülmüş bilgileri ile harika bir tespit olmuş Serdar hocam. Çokk güzel bir bitkiymiş, sayenizde haberdar olduk varlığından, teşekkürler.. Selam ve saygılarımla..

  9. Image

    Sadece Cyathobasis fruticulosa yı bulma şansım var... Hatta belkide çekmişimdir bile arşivi taramak lazım...

  10. Image

    Bilgiler eşliğinde mükemmel kayıt Serdar hocam, emeklerine sağlık, ve bu bitki bana hiç yabancı gelmedi, bu yaz gözlerim arayacak bunu, selamlar hürmetler hocam...

  11. Image

    Dünyada ICBN (yani International Code of Botanical Nomenclature) yani türkçe bitki isimlendirme kodu veya yasası (bu yasayı hükümetler yapmıyor botanikçiler yapıyor fark burda) denen bir kurallar bütünü var. Orada alınan kararlarda tıpkı anayasada olduğu gibi değiştirilemeyecek kurallar var. Onlardan biri de bitki isimleri tüm dünyada sadece Türkiye'de değil latince isimlendirilmek zorunda. Bu bir ortak dil. İsteselerdi ingilizler yoğurta da bir isim bulabilirlerdi ama yormamışlar kendilerini. örnek veriyorum whitesoup da diyebilirlerdi. bizim computere, bilgisayar dediğimiz gibi. computeri el alem buldu bize de bilgisayar olarak geçti. Şimdi latince olmasa ama ben devrenkekiği dediğimde hiçbir akademisyen benim ne dediğimi anlamayacaktı. Bu kuralları ilk Türkler bulsaydı belki de bilim dili Türkçe olacaktı. Ama Linne 1753 te bu isimlendirme kurallarını yazdı ve ölü bir dil olan latincenin ortak bilim dili olması gerektiğini söylemiş ve her canlının da bir cins bir de tür epiteti şeklinde isimlendirilmesini yazmış çizmiş. Şahsen ben işin içinde olduğumdan latinceden rahatsız olmuyorum aksine bana zevk bile veriyor kelimelerin latince anlamlarını bilmek. Yani şu anda Madagaskar a endemik bırakın cinsi familya hatta takımlar var. Ama onlar kendi dillerinde isimleri ayrıca yine vardır ama ben onları öğrenebilmek ve de telaffuz edebilmek için bir de oranın dilini ve kurallarını öğrenmem gerekirdi. Düşünün çinde endemik bir cins keşfediliyor hadi bakalım ne yazabilirdik adını ne de okuyabilirdik. O zaman tüm dünya dillerini öğrenmemiz gerekir. Afrika'da bir tür, ismi valla Zuluca herhalde anlamadım derdik. Yabancılar sadece yoğurt, kebap ve baklava yı kullanıyor. Bana göre yoğurt bir kültürün ürünü olduğu için yabancılar onu değiştirmeden aldı ama canlılar dünyanın malı herhangi bir kültürün değil, o nedenle de ortak bilim dili Linne İsveçli olmasına rağmen İsveççe değil, latince olarak belirlemiş. Evet latince zor bir dil ama öğrendikten sonra zevk bile alınıyor. Okuması yazmasından daha kolaydır. Ben şahsen zevk alıyorum. Ama ortak bir dil olması, İngilizcenin şu an dünyanın ortak dili olması gibi bir şey. Linne den önce bitki toplayanlar bitkiyi cümlelerle anlatıyorlardı resmen. Örnek: Echium orientale verbascifolio flore maximo campanulato. (Yani verbascum yapraklı, büyük çansı çiçekli doğu Echium'u.). Bu Tournefortun tanımı ki Linne den önce yaşamış ve ikili isimlendirme olmadığı için bu şekilde açıklayıcı kısa betimle yazılmış, çizilmiş. Linne isim verdiği birçok türü görmemiştir bile. Sadece kendisinden önce yazılan kitaplardaki bu uzun cümleleri ikili isimlendirmeye indirgedi. Ama bu şu demek değil, latince isim vermek zorundasın yeni bir türe ama kendi dilinde veremezsin demiyor hiç kimse. Ama onu bilimsel camia kullanmaz. Çünkü başkasına mısır ı anlatıncaya kadar canı çıkar ama Zea mays dediğinde, karşısındaki hah tamam der. Basitçe böyle. Umarım anlatabilmişimdir.

  12. Image

    hocam sağolun. Hocam sizinde benim yukarda açıkladığım şeye katkınız olur mu bilmiyorum. Yanlış anlatmış olmayayım. Belki benzetmelerimde hata vardır.Siz düzeltin beni.

  13. Image

    yani türkçesi, Uluslararası bilimsel isimlendirme kodu diyecektim. Türkçe bilimsel isimlendirm..... değil.

  14. Image

    ek olarak devrenkekiği dediğimde hiçbir demeyeyim, yurtdışındaki akademisyenler bizi anlamayacaktı.

  15. Image

    bir örnek daha. benim efelek dediğim bitkiye başka yerde labada deniyor. Ben burda efelek var mı dediğimde kendi milletim bile ancak bitkiyi gösterdiğimde haaa bizim burada buna labada derler derse, yabancı birisi bunların bu yöresel isimlerin hangi birini öğrenip onu anlasın. Kendi içimizde bu sorun şöyle aşılır. Her bitkiye sabit bir Türkçe isim vererek onu bilinir hale getirerek olacak. Kendi yöresel isimleri dışında hocam bu bitkiye Türkçe ne deniyor dendiğinde karşımdakine yöre yöre isim sayamayacağıma göre belirlenmiş o ismi söyleyeceğim. Yani sürmeli çiğdem dediğimde Crocus mathewii olduğu anlaşılacak ve bu isim başka herhangi bir çiğdem için kullanılmayacak. Bunun çalışması bitti. Ama bu isimlerin kabulü zaman alabilir. Bu isimlerin 4000 tanesi zaten halk tarafından türetilmiş isimler ve ilk önceliği onlara verdik. Bu isimler dayatma değildir. Kullanmak kabullenmeye bağlıdır. Ama yabancılar veya bilim dünyası latinceye devam der. Benim koyduğum Türkçe isimleri öğrenip de kullanmaz. Benim ingilizce bitki isimlerini öğrenemediğim gibi.

  16. Image

    Hocam ! öncelikle emek ve zahmetiniz için çok çok teşekkür ediyorum. Mevzuyu gayet doyurucu ve nefis bir izahatla özetlemişsiniz. Konu hem şahsım hemde bizi takip eden arkadaşlar tarafından sanırım (sayenizde) gayet iyi anlaşılmıştır.Bu güzel ve faydalı bilgiler için de ayrıca çok teşekkür ediyorum. ...Eksik olmayasınız... Selam ve muhabbet ile...

  17. Image

    Serdar bey emeğinize sağlık, selamlarımla...

  18. Image

    Serdar bey,bilgiler ve yorumlara eklediginiz bilgiler esliginde inanilmaz degerli bir kayit olmus,fotograflarinizin yanisira bizlerle bu degerli bilgileri paylastiginiz icin sonsuz tesekkürler,sevgi ve selamlar

  19. Image

    Ellerine sağlık Serdar. Durumu gayet güzel ve ayrıntılı örnekleriyle anlatmışsın. HSYKlarımız farklı olsa da (antropolog ve paleontologlar da biz zoologlarınki ICZN), kanunlar hemen hemen aynı. Aradaki önemli farklardan biri bizde varyete kullanılmaz, en düşük kategori (birim) alttürdür. Miladımız 1 Ocak 1758'den başlar. Belki bir de şu ilave edilebilir. Türlere, cinslere vs ad verilirken; genelleme yapacak olursak; 1- canlının morfolojik, anatomik özellikleri. Örnek: yeşilse viridis, kara ise nigra; benekli ise maculata gibi. 2- Canlının yaşadığı yer (ortam) veya bölge. Örnek: anatolica (Anadolulu), rizeensis (Rizeli), giresunica (Giresunlu), arvalis (tarlada), saxicola (kayalık yerde yaşayan), silvestris (ormana ait; nedenle hemen herkes Sarı çamdan dolayı bu kelimeyi "sarı" zanneder): 3- Bir bilimadamı veya sade vatandaştan kişi adı (o alana katkısı olmuş veya örneği toplayan kişiyi onure etmek için), yildirimii (Hasan Yıldırım arkadaşımıza ithaf edilen yeni tür gibi). Bunda da pek çok okucu ve biyoloji öğrencisi, adı geçen kişinin türü tanımladığı yanılgısına nasıl olursa erişir. Oysa kendi adını vermek etik dışı uygulama sayılır. 4- Cins adının tekrarı (botanikten aklıma örnek gelmedi). Bufo bufo (Kara Kurbağası), Myotis myotis (Farekulaklı Yarasa), Pica pica (saksağan) 5- Harflerin yerini değiştirmek, espri amaçlı, ima etmek. Örnek: Arbutus unedo. Unum (bir) + tantum (yalnız, sadece) + edo (yemekten ye emir kipi). Yani "yalnız bir tane ye" (fazla yenirse dağ çileği mideyi bozar diye). Böceklerden bir sürü lodosi var (ilk entomologlarımızdan merhum Prof.Dr. Niyazi Lodos hocanın soyadından). Bir türde de tersten okunuşu var: isodol. Sağlıcakla kal Serdar. iyi geceler.

  20. Image

    hocam süper örnekler. Totonim (cins adının tekrarı) olayı botanikte yoktur. olanlarda nom. illeg. (nomen illegitimim: kural dışı isim) olur. Totonim yerine totonimimsi olur ancak yani Centaurea centaurea olmaz. Centaurea centauroides olur. (-oides: imsi, ımsı, centauroides: Centaureamsı demek). Bu da biraz gereksiz bir isim olur. Sanırım böyle bir isimlendirmede yok. lodosi gibi harflerin yer değiştirme olayı (anagram) bizde cinste yapılıyor. (Not: Anagram, harflerin yerlerinin değiştirilerek isimler türetilmesi) Örnek: Logfia, Ifloga, Filago, Gifola gibi... cinsler. Evet kişinin bulduğu türe kendi adını vermesi etik değil ama ben botanikte kendi aile ismine verilmiş bir örnek biliyorum. Fragaria crantzii Crantz Bizde bu bitki şu anda Potentilla crantzii (Crantz) Fritsch olarak geçiyor. Crantz burda paranteze girmiş olsa bile daha önce Fragaria crantzii olarak ismi vermiş. Ama akrabasına mı yoksa benzer bir soyadına sahip kişiye mi verdi bilmiyorum. İlk yayınlandığı yer şu kitapta 17. tür: https://archive.org/stream/institutionesre00crangoog#page/n182/mode/2up Kendi sülale ismini vermiş. Ama bence de hoş değil.

  21. Image

    nomen illegitimum: kural dışı, yasa dışı isim (isimlendirme yasası tabi)

  22. Image

    Anagram örneğini zaten sizden verdim. Sadece ersten yazım değil, harflerin yerini değiştirmek, kısaltma vs da anagramdır (A.Ömer Koçak'ın kelebeklerinden biri tersten okununca soykırım yoktur anlamında; bu da anagram, unedo da. Crantz konusunda incelemem lazım ama Pipistrellus kuhlii Kuhl, 1825 (yılına bakmak lazım, aklımda kaldığı kadarıyla) şeklinde bizde de örnek var. Ancak burada gözden kaçırılan bir husus var. Kitabın yazarı Kuhl olmakla beraber, ilgili bölümün yazarı (haliyle türün yazarı) bir başkası ve tür adı peşinde Kuhl değil, diğeri yazılmalı. Muhtemelen Crantz çalışması içinde türü tanımlayan bir başkasıdır.

  23. Image

    Serdar bey, bilgilendirme için teşekkürler. Mehmet Hanay bey cennet vatan deyince, sizden duymuştum Türkiye için''Nuhun gemisi'' tabiri aklıma geldi.

  24. Image

    ben de öyle olabilir diye düşündüm ama hocam baktım kitabın tamamının yazarı Crantz ın kendisi. Bölümlerde herhangi bir yazar bulamadım. İlginç bir durum.

  25. Image

    Ben de onu bir arkadaşımdan duymuştum. :)

Tespit İçin Tür Önerileri

Tür Tanımı Kullanıcı
Dorystaechas hastata (Devrenkekiği) Serdar Aslan
Dorystaechas hastata (Devrenkekiği) Mehmet HANAY
Dorystaechas hastata (Devrenkekiği) Ahmet Karataş

İlgili Tespitler