Hikayesi:

Başakşehir'de bizim camiye girmiş. Bu sabah namazında gördüm. Meğer dünden beri orada imiş. Nedense o tavandan bir türlü kurtulamıyordu, aynı kare içinde uçup uçup duruyordu. Nitekim yakaladıktan sonraki videolarda görüleceği üzere, kafasını o tavana sıyırta sıyırta tüyleri gitmiş kafanın, gıdı altında filan da minik kanlanmalar oluşmuş, muhtemelen içerideki güveleri yemeyi beceremediyse iki gündür aç ve susuzdu.

Nasıl yakaladığımıza gelince;
Tavan yüksekliği 10 metre vardır herhalde. Önce itfaiyeyi aradık. İtfaiye hiç ilgilenmedi bile. Ben de hocamı bir yere bıraktım, içim rahat etmedi geri döndüm, camide bir abimiz daha vardı, onla düşündük taşındık, dedik bir kelebek yakalama şeyimiz olaydı, onu sopanın ucuna takaydık, belki öyle yakalardık filan derken, etrafı araştırmaya başladık. Cami deposunda merdiven gayet uzundu ama ancak duvara dayanarak çıkılacak gibi, bu ise avizenin üstüne tüneyip duruyor, uçuyor geri geliyor, tavana ve yan duvarlara sürtünüp duruyor. Biz bakınırken, depoda badanacıların kullandığı gibi iki tane uzun sopa bulduk, o iki sopayı elektirik süpürgesinin iki tarafı delik olan uzatması ile araya naylon torbalar sıkıştırarak birleştirdik, upuzun bir sopa elde ettik, ucuna da oradaki telle bir boş çuval bağladık, uzatıp içine alabiliriz belki diye. Epey uğraştık ama alamadık, oradan oraya uçuyor, ben ikinci kata çıktım, Nihat abi aşağıdan sürekli o sopa ile konduğu yerde rahat bırakmadık, bir benim oraya kadınlar bölümünün olduğu ikinci kata uçuyor, bir caminin esas mekanına, hoparlör kablosuna konduğu bir ara farkettim ki, yoruldu, ağzı açık, abi dedim bastır yoruldu, nitekim 20 dakikaya yakın belki daha uzun bir uğraştan sonra, üst katta benim olduğum yerde köşeye sıkışır gibi oldu, takatsiz kaldı en köşeye duvardan kaya kaya düşüverdi, üzerine ince bir seccadeyi atıverdim ve altından gidip aldım 
Sonrasında baktım ne canı kalmış ne bi şey pek ince ve zayıf, biraz da genç midir nedir anlamadım, ben söğütbülbülü sandım aslında, ama şimdi baktım da bülbüle daha çok benzettim ama rengi kafamı karıştırıyor, neyse, az elimde çekim yaptım dışarı çıkarıp cep telefonu ile, şadırvana götürüp elimden su içirdim, ne içiyor ama  en sonda da videoda göreceğiniz gibi az daha elimden düzeltip bakalım su içtikten sonra kendine gelmiştir mi az derken, bir ciyak yapıp uçuverdi yandaki üzüm asmasına.. 15-20 dakikada orada dalların arasında izlemeye çalıştım, az üstünü başını düzeltti, sonrasında dalda dinlenmeye çekildi herhalde ki, öylece duruyordu. Asma dalına uçuşu gayet canlı olduğu için orada bırakıp huzurla eve döndüm.

Fotoğrafı aşağıda, videosu da vimeo.com hazırlayınca şu linkte olacak:

https://vimeo.com/102987438