60 yaşlarında İngiliz kuş gözlemcisi profesyonel Türk rehberle Marmara bölgesinde bir haftalık bir gözlem planlamışlar.Bursa ayağında hedef türler derekuşu ve anadolu sıvacısıydı ve benden alan konusunda yardımcı olmamı istediler.İngilizin elinde küçük boyutlu bir dürbün ve cep tipi kompakt fotoğraf makinası vardı.Biraz zorlansakda Uludağ yolu 1500 lü metrelerde anadolu sıvacısını gördük.Öncelikle dürbünle izledikten sonra öylesine bir iki kare fotoğraf çekti.Sonra adrese teslim derekuşunun olduğu alana gittik.Ben işte bu köprünün orası derken rehberin susun kuş orada dediğini duyduk.İngiliz arabadan inip derekuşunu izlemeye başladı.Yüzünün ifadesi nekadar çok mutlu olduğu anlatıyordu.Fotoğraf çekip çekmediğini bile farketmedim.
Bizde birçok gözlemcinin en iyi fotoğrafı çekmek uğruna bu mutluluğu yakalayamadığını görüyorum .Paylaşılan sitelerin de bunda etkisi var tab iki :(
- Tespit Tarihi: 2015-02-16
- Yüklenme Tarihi: 28-11-2018
- Görüntülenme Sayısı: 204
- Gözlem Lokasyonu: Uludağ,Bursa
- Şehir: Bursa
- Ülke: Türkiye
- Ekipman(Gövde): sony Hx300
- Ekipman(Lens):
Kuş fotoürafçısıyım diye geçinenlerin tek doğa gözlemine sahip olduklarını düşünmüyorum. Burada gerçek ornitocuları tenzih ederim. Kendim bile iki yıldır kuşlarda tür ve güzel fotoğraf hastalığından kaçar oldum. Bunda oğlum Alperen'in de büyük etkisi oldu. Birgün arazide iki yırtıcının sert dalaşına şahit olduk. Adeta pençeleri ile birbirini yakalamış, karşılıklı darbeler yapıyor ve fırdöndü gibi 250 mt. kadar ileriden üzerimize doğru geliyorlardı. Bana göre müthiş bir sahneydi ve kaçırılmaması gerekliydi. Direksiyonda olduğum için makine yan koltuktaki Alperen'deydi. "Kaçırma, seriye geç tüm anı fotoğrafla" diye Alperen'e sesleniyor ama, kuşlardan gözümü de alamıyordum. O müthiş birkaç saniye bittiğinde makineyi aldım ve fotoğrafları nasıl çıkmış diye kontrol edeyim dediğimde hiç bir karenin çekilmemiş olduğunu yıkkınlıkla gördüm. Alperen'e "çekmedin mi?" dediğimde, "o kadar güzel bir andı ki, seyir keyfine baktım" dediğinde, irkilip kendime geldim ve bana verdiği ders için teşekkür ettim. O günlerden beri arazide önce mutluluğu yakalamaya çalışıyoruz baba oğul. Gönlünüze sağlık Bülent bey. İyi geceler..
Biz de baba oğul ve fotoğraf çekmese de eşimle birlikte o mutluluğu yakalayanlardanız :) Sizlerin de gönüllerine sağlık,selamlar.
Süpersiniz, bende arkanızdayım, hiç kendimi makinalara, lenslere, kamuflajlara, stüdyolara boğamam, gezerim, tozarım, bulurum, izler zevk alırım, çekerim, geçerim :))
En güzelini biz yapıyoruz,doğanın tadını çıkarıyoruz :) Manyasta Ömer ve Zaferle kamuflaja girdim.Birinci dakikada boynum ağrıdı,makinayı bırakıp yan yattım.Biraz sabrettim sonra sizi bozmayacaksam ben kalkıyorum dedim.İlk ve son kamuflaj denemem oldu.En iyi fotoğrafı çeksen en çok iyiyi çeken var.En çok türü çeksen senden daha çoğunu çeken var.Bütün bunları bir tarafa atarsan her zaman mutlu gözlem yapıyorsun.
Şimdiden üç kişi olduk bile, çığ gibi büyüyoruz. :D Bu gidişle doğa fotoğrafçılığına yeni bir ekol kazandıracağız. ;)
Mehmet bey nelerle karşılaştım bilemezsiniz.Kuş çekerken daha evvel çektiği türün yerini yanlış tarif edeni,alana bir başkasını götürmemi istemeyip ben yapamam deyince öyleyse buraya gelince ara ben kuşu kaçırayım diyeni,kelebek çekmek için gittiğimizde ne çektin diye sorduğumda kelebek falan işte diyeni,dönüşte bende olmayan nadir türü çekmiş birinin sen ilgilenmessin diye alandayken söylemedim diyeni....Hep en çoğu,en iyisi hırsı yüzünden.