Arkadaşıma Gönder:

BÜYÜKÇEKMECE\\\'MİN KUŞLARI 

Trakus’a üye kazandırma çabalarımın hedefi Fotokritik üyeleriydi.Kayıkçılar diye takıldığım bir çok dost,güzel fotoğraflar paylaşırlardı.İstedim ki aramıza katılsınlar,kuşlarla fotoğraf sanatını barıştırsınlar.Bülent Şeker,Bülent Uzun da olmak üzere beş kişiydik o gün.Maksadım,kuş fotoğrafçılığını anlatmak.Arazide ameli ders bir nevi.Yer,Büyükçekmece Gölü,Mimarsinan Köprüsü’nün200 m.kadar batı yakası.Gurubu,sazlardan oluşturduğum,içine girip yalıçapkını çektiğim minik kulübeciğe yönelttiğim an,kıyıya15 mkala,beyaz bir taşın üstünde karşılaştık bu haylazla.Tarih 10 ocak 2008.Serçe sandım ilk.Dibine kadar sokulduk,kaçmıyor.Poz veren her canlıyı çekerim ya.Ben çekmeye başlayınca,tele lensten yoksun adaylarım da çekime başladılar.Uzansam tutacak kadar yaklaştığımda,serçe değil,çinteye benzediğini fark ettim.

 

İşimiz bittiğinde,o zamanlar tam da Sumru Adası’nın bitişiğindeki otağ kafeye gittik.

Karakabukluyu açmakla,çinteler sayfasına gelmem bir oldu.Bülent Uzun,sağ işaret parmağını uzattı ; ‘’Abi bu!’’ dedi.O anı unutamam,Çünkü üstüne parmak bastığı fotoğraf,ak başlı çintenin ta kendisiydi.’’Nerdeee bizde o şans Bülent’cim’’ dediğimi unutmuyorum.O dönemde bir fotoğrafı var.Okan’ın (Koçyiğit) Denizli’de çektiği,tür tanımına pek de elverişli olmayan tek bir fotoğraf.

 

Bu ve benzer fotoğraflarını o dönemin tüm tür tanımcılarına gönderdim.Tartışma haftalar sürdü.Ak başlı çinteye benziyor,umarım o çıkar diyen tek Ergün (Bacak) dü.Adı bende saklı ustalardan tahminler geldikçe,’’Sen neymişsin be abi’’ diye geçti içimden.Öyle ya,meğer tek deklanşör,tek fotoğrafla,neredeyse tüm çinteleri kertmiş,tam 8 (sekiz) tür çekmişim. Bunlar,tarla,bahçe,ak başlı,sarı,bataklık,kaya,karabaşlı,alaca çinteler.

 

Kuşçu,gözlemci,meraklı,kertikçi,inanmayan kim varsa yurdun dört bir yanından akın akın geldiler.Avrupa’dan,Amerika’dan gelenler bile oldu.Sakin,sessiz mekan mahşere dündü..

Sumrulardan sonra en fazla dostla tanışmama vesile olan,bu munis,bu zarif,bu sokulgan nazenine meftun oldum,vuruldum.Kaldığı yedi gün boyunca,aksatmadan her gün,ziyaretine gittim.

 

Bende konakladığı günlerde,uyandırmakta hep zorluk çektiğim Emin’in (Yoğurtçuoğlu), nasıl bir endişe ve heyecanla ha bire,’’Abi ya giderse’,ya göremezsek!,ben naparım!’’ diye diye o gece beni nasıl uyutmadığını,güneş bile doğmadan,sabahın köründe akbaşlıyı görünce,çığlıkları ürkütmesin diye,yumruğunu nasıl da ağzına tıktığını,kontrol edemediği debelenmeleri kaçırmasın diye,nasıl büklüm büklüm şekilden şekile girdiğini,sıkışan kalbini tutup,bukalemun gibi,alı al,moro mor nasıl renk değiştirdiğini geçekten anlatamam.Keşke videoya almayı akıl etseydim,görenlerin coşkusunu anlatan harika bir belge kalırdı elimde.

 

Tür hakkında ek bilgi :

Akbaşlı çinte,sarı çintenin ikizidir,ancak onlarda sarı pigment eksiktir.Avrupa’nın Urallar ve Petşora arasındaki bölgede bulunurlar.İki türün bir arada bulunduğu Urallar’ın batısında çoğunlukla melez türlere rastlanır.Dikkat çekici olan 1994 yılında Kuzeydoğu Polonya’da melez bir türün bulunmuş olmasıdır.

Kaynak:Enzyklopedie der Brutvögel Europas.Çeviri : E.Nurhan Tekin

 

 

 

Gözlemlerim ;

 

-İnsan baskısı olmayan diyarlardan geldiği öyle belli ki,bizi tehlike olarak algılamıyor.Şov yıldızı kadar rahat.Cep telefonuyla çekmemize aldırmıyor.

 

-10 metreye100 mgibi dar bir koridorda yaşıyor ve alandan ayrılmıyor.

 

-Bodur otların tohumlarıyla besleniyor.Beslenme sözü davranışını anlatmaya kifayet etmez.Yağmur,sis,kar demeden,resmen tıkınıyor.Sindirim sistemi bir öğütme ve dışkı makinesi gibi,öylesi obur.

 

-Kuşkusuz türümüz bir kuş,ama davranışları,fareyi,küçük bir sıçanı andırıyor.Küçük otların arasında,kıpır kıpır gezinip,gözden kayboluyor.Arada bir görünüp,kanat gerip,temizleniyor.Onu dallarda aramak beyhude.O,rengine uygun otları bulmakta,gizlenmekte mahir bir kamuflaj ustası aynı zamanda Onu görmek için,diplerinde gezinirken salladığı otların hareketini izledim hep,beni hiç yanıltmadı.

 

-Ürkmediği sürece uçmayı sevmez.Ani hareket ve sesten ürker.Uçtuğunda uzaklaşmıyor,en yakın dala tüneyip az da olsa,dinleniyor.

 

-Sessiz bir tür.Yedi gün boyunca,o da tünerken epi topu iki kez ötüşünü duydum.

 

 

-Adını ‘’Sıla’’ verdim.

 Tarih 14 aralık 2008,günlerden Pazar ve muhabbetimiz güzel.Durup dururken havalandı.Yükseldi,yükseldi,yükseldi.Hiç yapmadığı bir şey.Endişelendim,işkillendim.Batı yönüne yöneldi,narin bir kelebek gibi süzüldü.Ve Sıla gözden kayboldu.Baka kaldım ardından,gözlerimi kırpmadan.Nasıl üzüldüm…Anlamış mı ne,ufukta göründü,geldi yanı başıma kondu…. 

İç geçirdim,derin bir nefes aldım.

 

Hep endişeyle ayrılıyorum alandan.Soğuk,karanlık kış gecelerinde başına bir şey gelir mi diye.O akşam üstü de,o duygu sardı beni,kaygılı,buruk ayrıldık.

 

Vakit gelip,çattı.Tarih 16 ocak 2008.Unutulmaz meşum Salı.

Gün batımına bir saat ya var,ya yok.Bu mevsimde sükunet içinde,ılık bir hava.Bir gün evvel işareti aldım ya,kaygılıyım,tedirginim.Birden açığa çıktı,kanatlarını gerdi,bir güzel temizlendi.Ve ilk kez bülbüller gibi öttü.

 

O’nu bu kez,güneye,doğduğu diyarların yönüne doğru uçarken gördüm.

Birden hafakanlar bastı.O bir minik,bir katre can.naçiz,yalnız,kimsesiz.Bari yol yakın olsa,Dünyanın öte ucu.Kar,kış,şartlar çetin.Her yer tuzak,gökler yırtıcı dolu.Görürsün yine dönecek,panikleme,hiç endişelenme geri gelecek,diye teselli aradım boş yere.

Sıla’nın,destansı bir yola,umuda uçtuğunu kabullenmedim.Havanın karardığını,buza kestiğini faketmeden,bir asır gibi uzun süre bekledim.Ter boşaldı sırtımdan.

 

Ve kendime söylendim,ne sandın bre hey gafil,o bir yudum sevgi,kendi menkıbesinin ardına düşmüş,Kaf Dağı’nın ardında bile olsa,gayrı dönemez geri.Sulu gözlü sen de…

 

Saygı sevgilerimle...

 

 

Kullanıcı Fikret Can
Image

Öyle bir yuvamız olsun ki,gök kubbe sarsılsa da,ayna direği çökmesin.Öyle bir ocağımız olsun ki,sonsuza dek sönmesin.

  • Tespit Tarihi: 2008-12-13
  • Yüklenme Tarihi: 17-12-2013
  • Görüntülenme Sayısı: 1137
  • Gözlem Lokasyonu: Büyükçekmece, İstanbul, Türkiye
  • Şehir: İstanbul
  • Ülke: Türkiye
  • Ekipman(Gövde): Canon EOS 40D
  • Ekipman(Lens): Canon EF 400mm f/5.6L USM

9 Yorum

  1. Image

    Sunumu oldukca etkileyici ,fotografin önüne gecti bilmis olasin ,keyifle okurken birden gözyaslarimin yanaklarimdan yuvarlaandigini hissettim,Tüm göcmen kuslarin yollari acik olsun,kazasiz belasiz vatanlarina ulassinlar :)

  2. Image

    okuyacakmıyım yoksa hayran hayran izleyecekmiyim şaşırdım her ikisinide doya doya yaptım ellerine sağlık fikret baba sen başkasın vesselam

  3. Image

    Hatırlıyorum o zamanı Fikret ağbi, ne heyecan olmuştu. Çok güzel bir kuş ve çok önemli bir kayıt, emeklerine ellerine sağlık. İlave makalesi ile birlikte unutulmazlar arasında yerini alacak.. var olasın.. Baki selam ve saygı ile..

  4. Image

    anlatımı mı tür mü her yönü ile çok değerli bir tespit.emeklerine sağlık babam.

  5. Image

    Ne kadar değerli bir kayıt olmuş hocam, elinize sağlık...selamlar saygılar...

  6. Image

    Sunumuyla çok değerli bir kayıt olmuş Fikret Abi.... Yüreğine sağlık...selam ve sevgilerimle....

  7. Image

    Ne güzel,alt yazısıyla etkili kareler....Emeğine sağlık... Selamlar...

  8. Image

    Hem okudum, hem duygulandım. Sıla ile muhabbetiniz duygulara gark etti bu saatte. Allah tekrarını torunları ile nasip etsin. Gönlüne sağlık abim. Selamlarımla..

  9. Image

    Hey gidi günler hey

Tespit İçin Tür Önerileri

Tür Tanımı Kullanıcı
Emberiza leucocephalos (Akbaşlı Kirazkuşu) Fikret Can
Emberiza leucocephalos (Akbaşlı Kirazkuşu) Mutlu Salman
Emberiza leucocephalos (Akbaşlı Kirazkuşu) Bedri Kalemci

İlgili Tespitler