Tespit edilen tür: Karaca (Capreolus capreolus)
Gavurdağları'nın her bir köşesinde ceren hikayeleri dinlersiniz. Birçoğu da hüzünlü hikayelerdir, içinizi burkan. Buğulu gözlerin sahibi Cerenleri anlatır, onlara sevdalı gönülleri dinletir sizlere o hikayeler. İşte onlardan biri, Osmaniye türküsü CEREN de böyle bir hüznü anlatır. Yıllar öncesinin unutulmayan ve de unutulmayacak değerli sesi Can Etili'den bu hüznü dinlemenizi diliyorum.
Saygılar..
https://www.youtube.com/watch?v=bk_TYFeMF5g
Kullanıcı Mehmet Çelik
Kendini doğada bulan bir garip fani..
- Tespit Tarihi: 2013-09-03
- Yüklenme Tarihi: 05-10-2018
- Görüntülenme Sayısı: 553
- Gözlem Lokasyonu: Merkez, Osmaniye, Türkiye
- Şehir: Osmaniye
- Ülke: Türkiye
- Ekipman(Gövde): Canon EOS 7D
- Ekipman(Lens): Canon EF 400mm f/5.6L USM
Ellerine sağlık Gardaş'lığım nefis bir Ceren tespiti olmuş. Amasya Davşan dağı (söylendiği şekliyle), yada Tavşan dağı (yazıldığı şekli) eski bazı kaynaklarda ise Taşan dağlarında da bu güzellerden var. Hatta geçen hafta bizim önümüze de çıktı bi tanesi. Çalıların arkasından (kaçmayıp) geçişimizi izledi… Sayıları (nedense ?) hiç artmasa da, hep aynı sayıda da olsalar, var olduklarını bilmek çok güzel. Bu güzellerin buradaki adı ise ''Elik'' tir. Bu güzellere köylüler çok ötelerden kutsiyet atfetmişler. O nedenle burada ki Elik'lere dokunulmaz. Yerel halk, '' Bunlar, …… Baba'nın Elikleri'' derler. Bu güzellere dokunanın (vuranın, öldürenin, onları rahatsız edenin) bir şekilde zarara uğrağacağına, çarpılacağına inanırlar. Örnek mi ? hemen arz edeyim ; Vezirköprü'nün (Samsun) yaylarının bir kısmı bu dağlardadır ve bu kutsiyeti bilmeyen yada buna aldırışlık etmeyen, bir cani ruhlu vatandaş dereden su içerken Elik'lerden birini vurmuştu. Gerçekten o caninin başına gelmeyen kalmamıştı. Yaşadığı kaza bela bir tarafa, devletten yediği para cezası başka tarafa… Dahası bu caniyi, olay sonrası köylülerin elinden jandarma zor kurtarmıştı. O caniye peki daha sonra ne oldu ? derseniz, bilen yok. Çünkü o caniyi bir daha oralarda gören olmadı… Hülasa ; İşin özü bu olsa gerek. Eğer bi şeyleri gerçekten korumak istiyorsanız, bi şeyleri gerçekten koruyacaksak orayı asıl sahiplerine bırakmak lazım. 60-70 km öteden 40 yılın başı gelecek 2 ormancıyla ne ormanları koruyabilirsiniz nede 2 korucuyla, o kadar alanda yaban hayatını… Böyle bir koruma asla yaterli olmaz. Ama orada yaşayanları bu işin içine katarsanız. Onları bu işe inandırırsanız hem kendileri dokunmaz hemde kimseye dokundurtmazlar vesselam...
Bir Elik seni nice içlendirmiş ki, erinmeden içindeki tüm güzel duyguları döktürmüşsün abicim. Diline, gönlüne sağlık, okudukça adeta yaşıyor insan. Burada da geyik vuran iflah olmaz derler ama, karacadan başka dağlarda tek geyik türü bırakmamışlar. Dağlarda ceren hikayeleri olan mevkiler çok sayıda, hepsinde de hazin bir son var. Yine de kaçak avlayanların önüne geçilemiyor. Daha geçen ay karaca avı yapan zatın birinin çocuğu intihar etti. Dilerim Anadolu'daki geyik dokunulmazlığı topumuza yayılır da, çocuklarımıza hesap vermek zorunda kalmayız. Allah razı olsun, varolasın Ali abim. Selam ve sevgiler..
Şu cerenin kaşı gözü sürmeli... Benim de çok sevdiğim bir türkü. Adına türkü yakılacak kadar güzel bir tür. Çekim de çok güzel. Eline sağlık Mehmet Bey.
O bozlağımızı dinleyen, karacanın gözlerindeki hüznü yaşıyor. Çok teşekkür ederim Ahmet hocam.