1. Image

    Bunlar Gal bazı bölgelerde mazı da deniliyor. Bitki dalları yapraklarının zedelenmesi veya yıpranması sonucu mikroorganizma enfeksiyonu dur veya böcek ve akarların yumurta bırakması sonucunda oluşan anormal gelişme... Asalak arıları genellikle bu şekilde ürerler veri tabanımızda epey gal tespitimiz bulunuyor. Sizin tespitiniz bir meşe gal i muhtemelen bitkinin türünü söylerseniz gal veya mazı ya ulaşabiliriz. Emeklerinize sağlık.

    Tespit Başlığı: Andricus kollari

  2. Image

    Hasan hoca tanımlamış. Bizde de yemişen denir ve bu sıralar yeter. Nohut tanesi kadar ancak gelen meyvaları vardır. Elinize sağlık Hülya hanım.

    Tespit Başlığı: çoban yemişi

  3. Image

    guş purni :)

    Tespit Başlığı: çoban yemişi

  4. Image

    Yabani Safran

    Tespit Başlığı: emriye hanım

  5. Image

    Hülya hn. Alaçam Sarılık köyü mü! Köyün yüksekliği 150m. civarında. Biz bu çiçeği Sinop'ta sadece 1200m. nin üzerinde görmüştük. Bu kadar alçakta bulunması önemli bir tespit. Selamlarımla...

    Tespit Başlığı: emriye hanım

  6. Image

    pardon, yörenin adı imiş. :)

    Tespit Başlığı: karıncak

  7. Image

    karıncak yöresel adı mı Hülya hanım.

    Tespit Başlığı: karıncak

  8. Image

    Fagus orientalis (Doğu Kayını).

    Tespit Başlığı: ?

  9. Image

    kuş üzümü denilenden mi acaba?

    Tespit Başlığı: civek

  10. Image

    Glycyrrhiza echinata L. (Dikenli Meyan). Tokat,Zonguldak + Samsun

    Tespit Başlığı: karıncak

  11. Image

    Heteropteralar rostrumlarını (hortumcuk :) ) karınlarının altına çeker.Morfolojik olarak bu böyle. Leptoglossus occidentalis

    Tespit Başlığı: Leptoglossus occidentalis

  12. Image

    Bir de sırf fiyatı 100.000 dolar ediyor diye geyik, gergedan böceği için kelle avcılığına soyunan yurdum insanını eğiteceğiz daha biz. Youtube da ne videolar var bu konuda. Üstelik bunu da körükleyen haber programları bile var. Manşetler "Bu böceğin değeri 100.000 dolar", "Bulanı zengin eden böcek" şeklinde. Yorumlarda serbest bıraktığına hayıflanan insanlar mı dersiniz ne derseniz. Biz doğayı kurtarmak istiyorsak milyonlarca canlının ismini bilmek yerine, bu kafaları değiştirmeliyiz, her ne kadar ikinci dediğim daha zor olsa da. Yani beyaz adama paranın yenmeyen bir şey olduğunu. Doğaya karşı açılan savaşı kazanırsak, kaybedeceğimizi öğretmek.

    Tespit Başlığı: kefal

  13. Image

    Dediğiniz şeylerin hepsi var evet haklısınız ve hala da yıkımlar devam etmektedir. Şimdi bu kadar yıkım varken, biz dogalhayat üyeleri olarak zaten yapılmakta olan bu yıkımlara örnek teşkil edecek "ya dur şu balığın resmini çekeyim ama önce yakalamam lazım" diyerek mutlu mutlu yüzen bir balığı fotoğraflamak da bizim prensibimiz değil en azından benim değil. Şahsen biri bana "siz yıkım yapıyorsunuz" dese, "madem o kadar hassassınız canlılar konusunda sizin sitenizde de bir foto uğruna ölen hayvanlar var" derim ben. Söylediğiniz gibi elimizde BBC nin ekipmanı olsa dahi tüm biyoçeşitliliği ortaya çıkaracak uzmanların hepsi bu sitede değil. Kaldı ki müsterih olun ülke biyoçeşitliliğini çalışan yüzlerce akademisyen var bu ülkede. Binlerce de makale. Yani biyoçeşitlilik envanteri sadece bu sitenin tekelinde olan birşey değil. Biz de elimizden geldiğince bu biyoçeşitliliğe katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Fakat asıl sorun şu ki bu dediğiniz biyoçeşitliliği mahveden şey derelerde, ormanlarda ne olduğu bilinmemesi değil. Asıl tehlike, mevcut verileri görmezden gelen ÇED şirketleri veya 5 kuruşa doğayı peşkeş çeken paratapanlar (ben öyle diyorum). Daha geçen Artvin Yusufeli, Barhal'da yapılacak bir HES in kabul edilmiş ÇED raporu elimize geçti geçenlerde. Bir tane bile endemik bitki yazmamışlar. Bir ta-ne bi-le. (Bu sitede siyasete girmeden yazmak istiyorum.) Şimdi sebep o yerin biyoçeşitliliğinin bilinmemesi mi peki. Hayır. Bal gibi de biliniyor. Sadece adını yusufelinden alan bir sürü bitki var. 60-70 e yakın endemik tür. Hatta yakında bir tane de biz yayınlayacağız. Ama ÇED raporunu yazan o çakma meslektaşım para uğruna bir tane bile endemik yazmamış. Bilinen onlarca yayın varken hiçbirine bakmamış. Hal böyle iken ben suçu sırf yaşama saygı duydu diye bir canlının hayatına kıyarak foto çekmeyi reddeden fotoğrafçıya değil (yine söylüyorum aşırıya kaçmamak şartıyla mecburi akademik çalışmalar hariç, çünkü yöntem bunu gerektiriyor), o deredeki varlığını görmezden gelen, söz konusu araziye gidip ordaki canlıları dahi görme inceleme gereği görmeyen, yazılmış yüzlerce makaleye rağmen burada mevcut yaşamı tehdit eden birşey yoktur diyen paratapan o arkadaşta bulurum. O zaman şunu diyorlar, elektrik kesilince de ağzını açmayacaksın o zaman. Peki biz doğayı yıkmadan da kendi ihtiyaçlarımızı gidermek için doğa ile beraber yaşayamaz mıyız? Şimdi ben bir sırf bu sitede paylaşacağım diye bir şabotu, bir yayın balığını su altında çekemem, üstünde çekerim diye onu avlayıp çekeceksem batsın böyle doğa fotoğrafçılığı yerin dibine. Bu sitede kaydı olmasa dahi Dicle de şabot balığının varlığı her zaman bilinecek. Tehlike çekilemeyen foto değil, o deredeki, dağdaki canlılığı bildiği halde bilmezlikten gelen biz insanoğlunda. Ben hayatta kalabilmek ve yeni bir tür mü değil mi diye ortaya çıkarabilmek için yapılan akademik çalışmalar dışında toplama, avlama gibi faaliyetleri etik doğa fotoğrafçılığı olarak görmüyorum. Sitenin adında hayat varsa, çektiğimiz karede de hayat olmalı Hülya hanım. En azından bunca yıkıma inat buna biz örnek olmalıyız. Bu benim fikrim. Saygılarımla...

    Tespit Başlığı: kefal

  14. Image

    O su köpeği dedikleri de muhtemelen su samuru.

    Tespit Başlığı: kefal